“MARMARA DENİZİ ÖLÜMCÜL TAHRİP ALTINDA”

Kuzey Ormanları Araştırma Derneği’nin, kuzey ormanları tabir edilen Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce illerinin içinde ve Bursa, Balıkesir ile Çanakkale illerinin kuzeyinde yer alan ormanlarda, flora ve faunasında, yaban hayatında, içinde ve çevresinde yer alan insan yerleşmelerinde, ekosistemi tehdit ve tahrip eden insan faaliyetlerini izleyerek hazırladığı Üç Aylık İzleme Raporu’nun sonuncusu yayınlandı. Raporda, Kuzey Ormanları bölgesini tehdit eden bir çok unsura değinilirken, Marmara Denizi’nin yaşadığı kirlilik sorununun altı çizildi.

Kuzey Ormanları Araştırma Derneği, 7 yıldır sürdürülmekte olan Kuzey Ormanları Savunması’nın faaliyetlerine katkı vermek, Avrupa orman kuşağı kollarından biri olan Kuzey Ormanları’nı koruma çalışmalarının parçası olmak, gerek Türkiye gerekse dünya açısından hayati öneme sahip bir orman koridorunun savunma ve onarım faaliyetlerine katkı vermek amacıyla Nisan 2020 tarihinden itibaren çalışmalarını sürdürüyor.
Derneğin 3 aylık periyodlarla kamuoyuyla paylaşılan raporlarının ilki 2020 yılı Temmuz – Ağustos – Eylül aylarını, ikincisi Ekim-Kasım-Aralık aylarını, 2021 yılının ilk raporu ise Ocak-Şubat-Mart aylarını içerecek şekilde hazırlanmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştı. Kuzey Ormanları Araştırma Derneği’nin tamamladığı 2021 yılının ikinci Üç Aylık İzleme Raporu ise Nisan-Mayıs-Haziran aylarını içeriyor.
Raporda özetle şu bilgiler yer alıyor:
” Kuzey Ormanları coğrafyasında yer alan; Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Kuzey Çanakkale, İstanbul’daki izlemelerde 38 ayrı tehdit, tahrip ve savunma kaydedilmiştir. Kaydedilen izlemelere bölgesel olarak bakıldığında 1.Bölgede (Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Kuzey Çanakkale) 127 adet, 2. Bölgede (İstanbul) 90 adet, 3.Bölgede (Sakarya, Kocaeli, Düzce) 87 adet ve 4. Bölgede (Yalova, Kuzey Balıkesir, Kuzey Bursa) 32 adet tehdit, tahrip ve savunma başlığı tespit edilmiştir.
Kuzey Ormanları coğrafyasını oluşturan en temel parçalardan biri olan Marmara Denizi ölümcül tahrip altındadır. Kuzey Ormanları Coğrafyasında deniz ekosistemi tahribi (deniz Salyası/müsilajı) ile ilgili 124 adet, su kaynakları ile ilgili ise 34 adet izleme kaydedilmiştir.
Ekolojik yıkımın en önemli nedenleri; Marmara Denizi’ne hiçbir arıtma yapılmadan salınan zirai, endüstriyel ve evsel atıklar, sanayi arıtma tesislerinin düzgün çalışmaması ve beraberinde denetim mekanizmalarının işletilmemesi ve denizi de tahrip etkisi altına alan mega rant projeleridir.
Ayrıca 2020 yılının son aylarında Trakya’da yer alan binlerce sanayi tesisinin atık kanalı haline getirilen Ergene Nehrinin zehirli suyu Marmara Denizi’ne deşarj edilmeye başlatılmıştır. Bu durum atık yükünü kaldıramaz hale gelmiş olan Marmara Denizi için bardağı taşıran son damla olmuştur.
DERELER KİRLETİLİYOR
Marmara Denizi müsilaj tahribi ile uğraşırken su kaynakları, dereler kirletilmeye devam ediyor! Bölgedeki OSB ve sanayi tesisleri atıklarını arıtmadan nehirlere ve derelere salmaya devam etti. Ergene, Nilüfer, Sakarya gibi nehir ve kollarında pek çok kez renk değişimleri, köpürme ve balık ölümleri izlendi.
KANALİSTANBUL
Kanal İstanbul projesi ile ilgili 37 adet izleme kaydedildi. 26 Haziran’da Kanal Istanbul inşaatına başlıyoruz denilerek Kuzey Ormanları’nın Sazlıdere mevkilerinde yeni bir yıkım süreci başlatıldı. İnşaatın Sazlıdere Barajının üstünden geçecek, Kuzey Marmara Otoyolu’nun 8. etabının viyadüğü olduğu anlaşıldı.
SAROS KÖRFEZİ
FSRU Dogalgaz limanı ve boru hattı projesi, cennet Saros Körfezi’ni tahrip etmeye devam ediyor. Botaş, mahkeme kararına rağmen Saros’tan çıkmıyor. Saros Körfezi ile çevresini kirletmeye devam eden projeye karşı olan halk tarafından bir çok dava açılan projede, 20 metre genişliğinde açılan yollar ile tarım arazileri ve orman alanları tahrip edilmeye devam etmektedir.
ORMANLARIN DURUMU
Türkiye ormanları, odun endüstrisi için yok edilmeye devam ediyor! Kuzey Ormanları’nı en yoğun tahrip eden unsurlardan birisi de mobilya sektörünün hammadde açığının ormanlardan karşılanmasıdır. İthalatın azalmasıyla beraber sektörler hammadde açığını Türkiye ormanlarından gidermeye çalışmaktadır. Orman endüstrisine ucuz hammadde sağlamak amacıyla yapılan odun üretimi, resmi verilere göre 2002 yılında 13 milyon m³’lerden 2020 yılında 29 milyon m³’lere ulaşılmıştır. Orman Genel Müdürlüğü, orman endüstri ve biyokütle enerji firmalarının hammadde
açığını ormancılığa aykırı uygulamalarla, orman ekosisteminin bütünlüğünü geri dönüşü imkansız şekilde yok ederek karşılamaya çalışmaktadır.
